‘Modern kent yalnızca bir yer değildir. Kendi içinde bir imgeler dizisi, bir iletiler ağıdır. Bir kent görünümleri, cepheleri ve planıyla öğretir ve koşullandırır’ der Berger. İstanbul’un eski semtlerinden Dolapdere kentsel yenileme çalışmaları ile bugün yeniden hayat bulmaktadır. Dolapdere Ofis yapısının mimari ve mekansal özellikleri ile içinde yer aldığı bu çevreye olumlu katkılarda bulunması amaçlanmaktadır.
Bilgi Üniversitesi Kampüsü yanında yer alan Dolapdere Ofis mevcut dokunun az katlı ve kaotik yapısına atıfta bulunur. Yığılma teması ile birbiri üstünde kayarak yükselen ofis katlarının biri diğerine gölgelik ya da balkon olur. Zemin üstü altı kattan oluşan yapı arsanın formuna uyarak yatayda gelişir. Zemin katta ofis girişinde bağımsız tasarlanan kafe ve restoranlarla sokak yaşantısını canlandırmak amaçlanmıştır.
Ofis hacimleri bir atriumda buluşan iki kütlede yer alır. Atrium katlar boyunca iki kütleyi birbirine bağlar. Aynı zamanda çalışanların bir araya geldikleri bir dinlenme mekanı ve balkona dönüştüğü katlar da çevredeki tarihi yapıların görülebildiği seyir teraslarıdır.
Yapı cephesinin endüstriyel bir görünümde olması tercih edilimiştir. Cephe koyu renkler ve gri metal güneş kırıcılar kullanılmıştır.
Arsanın ön ve arka cephesi arasındaki kot farkı yapının arka cephesine fon oluşturan zengin bir iç bahçe ile değerlendirilmiştir.